İhracatın Gelişiminde AR-GE, Tasarım ve İnovasyonun Rolü

Günümüzde işletmeler coğrafi konumlarına ve ölçeklerine bakılmaksızın ulusal ve uluslararası piyasalarda yoğun bir rekabet baskısı altında hayatta kalma savaşı içindedirler. İşletmelerin ayakta kalabilmeleri ve yüksek performans gösterebilmeleri için rakiplerine karşı sürekli rekabet üstünlüğü sağlamaları gerekmektedir.

Günümüzün bu zorlu rekabet ortamında Ar-Ge faaliyetlerinin sürekliliğini sağlayan ve inovasyonlarını hayata geçirebilen işletmeler ancak sürdürülebilir rekabet avantajı yakalayabilir ve bunu koruyabilirler. İşletmeleri sürdürülebilir rekabet avantajı kazanmış ülkeler ise zenginleşebilir, ekonomik ve sosyal anlamda yüksek bir refah seviyesine ulaşabilir.

Ulusal ya da bölgesel ölçekte rekabetçi olmanın bir adımının teknoloji öngörü ve gelişim planları yapmaktır. inovasyonun faydasını ve gerekliliğini asıl belirleyenin inovasyonun yarattığı çevresel tetiklemelerdir.Bir ülkenin inovasyon kapasitesini belirleyen çok sayıda faktör olduğu ve inovasyon için sadece bireysel yetenekler veya üstün girişimciler ya da kamu desteklerinin yeterli olmadığı asıl üzerinde durulması gereken nokta inovasyonu destekleyen bir eko-sistemi inşa etmektir.

Ar-Ge ve inovasyonun önündeki engelleri yapısal faktörler,kamunun rolü ve gücü, mevzuat ve “kamu destekleri olarak belirleyebiliriz. İnovasyon ekosisteminin en önemli aktörünün devlet olduğu ve yapılan düzenlemeler, verilen teşvik ve desteklerin inovasyon eko-sisteminin oyuncularını doğrudan etkilediği saptamak zorundayız. Bazı alanlarda teknoloji geliştirme veya transfer etme süreçlerinin devlet mekanizmaları olmadan mümkün değildir ,diğer taraftan bölgesel gelişmişlik farklarının giderilmesi, sektörlerin geliştirilmesi çalışmaları içinde devletin öncülüğünde yürütülmesi zoruınludur.

Devletlerin yeniliklerin ve teknolojinin yararlanıcı ve alıcısı olarak piyasaları etkileme gücüne ve yoğun küresel rekabet ortamında devlet- şirket işbirlikleri önemlidir.Kamu yol gösterici, dönüştürücü, kolaylaştırıcı, olarak eko-sistemi geliştirici bir rol oynamalıdır

Türkiye’nin şu an içinde bulunduğu ekonomik durumu göz önüne alacak olursak, krizden tek çıkış yolu üretimi artırmak ve üretilen yeni ürünleri dış pazarlara ihraç etmek olarak gözüküyor. Bunun için de ulusal olarak firmalarımızın ihracat ve pazarlama stratejileri geliştirmeleri, bu stratejilere odaklanarak uzun vadeli işbirlikleri kurmaları, kar marjlarını değil pazar paylarını artırmaya yönelik planlar yapılması gerekiyor.

Bütün girişimcilerin eşit şartlarda mücadele ettiği bir serbest piyasa ekonomisinde farkı yaratan nedir? diye sorduğumuzda uzun vadeli stratejiler olarak cevaplamamız gerekir.

Uzun vadeli stratejiler… Honda’nın üst düzey yöneticilerinden birinin dediği gibi uzun vadenin şirket kültüründeki anlamı “daima”dır. Bunun anlamı açıktır; küresel iş stratejileri geliştiren firmalar girdikleri pazarda tutunmaları daha kolay olacağından rekabette avantajlı konuma geçmiş olacaklardır.

Bu kapsamda şirket mali yapısını destekleyeci finansal ödeme yöntemlerinin devletimiz tarafından firmalara sağlanmasını yönelik koşulları düzenlemek gerekir.

Eximbank sigorta ve Dünya ticaret de %80 lık bir kullanıma sahip olan mal mukabili ödeme şeklini daha güvenilir bir hale getirecek garanti fonları ve factoring şirketleri yapısal düzenlemeleri yapılmalıdır.

Olumsuz koşullardan korunmak için etkili bir global pazarlama stratejisi geliştirmenin bazı temel dayanağı vardır ve bu strateji daha güvenli ve etkin şekilde birlik tarafından ele alınarak uygulanmalıdır.

  • Başlıca pazarlarda büyük oynamak
  • ”Öz ürün”de standardizasyon
  • Değeri yüksek faaliyetlerin az sayıda ülkede yoğunlaştırılması
  • Tekdüze bir pazarlama programının uygulanması
  • Rekabet stratejilerinin ülkeler arasında bütünleştirilmesiİhracatın kendine özgü avantajları da vardır ki bunlara örnek olarak iç ticarete göre daha kolay sermaye bulunması, resmi yardımlardan yararlanma verilebilir.Türkiye dünyanın 18. büyük ülkesi olmasına ve nüfusu kendi üretimi ile besleyebilecek tarım ve hayvancılık kaynakları olmasına, ticaret yolları üzerinde bulunmasına rağmen dış ticaretimiz dünyanın dış ticaretinin binde 4-5’i oranlarında seyretmektedir ve görüldüğü gibi Potansiyelimizin ne kadar altında olduğu aşikardır.Başarılı olan birkaç ürünü kaldıraç gibi kullanıp onun yarattığı olumlu imaj ve elde ettiği piyasa payından yararlanma yolu izlenebilinir.Fındık ,İncir,Kayısı,zeytin yağı vs.

    İhracatta iddialı olabilmek için ar-ge çalışmalarına önem vermek zorundayız ve bu desteklenmelidir.

    Güçlü olduğumuz taraflara odaklanmalı ve tarihimizden gelen misyon ve mirasımıza yönelik hedef pazarlarda güçlü yetkili ülke Ihracat yönetim ofisleri kurmalıyız.

Minimum 4 characters